9 Kasım 2015 Pazartesi

Yoga Terapi Derslerim

Her Cumartesi
Sabah 10'da
Nefess Yoga / Moda

Her Çarşamba 
Akşam 19.15
Cihangir Yoga / İstinye

Paylaşmak istediğiniz her şey için e mail adresim
ozlembayramyoga@gmail.com


21 Şubat 2013 Perşembe

Nefesi Tut

Yaratıcılığım tavanda..  
O hiç durmayan zihin var ya sokulduğu her anda detayları fark edip her birinin tadını çıkarıyor.. Üretmeyen yaratıcılık hali diye adlandırayım bu kafayı. Her an yanı başımda olan güzelliğin farkında, bunun keyfini yaşıyor ve tam bu detayı paylaşma niyetindeyken, başka bir güzelliği fark ediyor, ona doğru uzanırken, geliyor bir diğeri.. Süren bir farkındalık hali, daldan dala atlıyor demeyeceğim, akıyor, her  farkındalık bir ötekini adeta doğuruyor.. Sonra zihin bunların hepsini serbest bırakıyor... Bildiğine tutunmadan , olana doğru kayıveriyor..  
Üretmeyen yaratıcılık bana bazen geliyor. Bu dönemler hemen bi' not alıvereyim diyorum ama o kadar hızlı geliyor ki yetişemiyorum , not mot yalan oluyor.  Bu sabah erkenden karşılaştığım kıvırcık tüylü köpeklerini gezdiren  John Lennon  gözlüklü  komşum mesela.. Ne kadar tatlı bir selamlaşma ânıydı..

Bir hafta önce Banu ile Pranayama eğitimindeydik bütün cumartesi esnemiş ve akşam da eve gelince erkenden uyumuştum. Sonrasında Brahmana uygulamasını yani nefes aldıktan sonra tuttuğun nefes adaptasyonlu yoga uygulamasını hafta içi her akşam aynı saatte uyguladım, akşamları pek bir şey yapmadım, erken yattım, işe erken gittiğim için erken kalktım, yoksa biraz daha uyuyabilirdim:) Çok verimli bir haftaydı, keyifle çalıştım,  elime yapışan işlerin bazılarını temizledim, sürpriz çıkan sorunları dert etmeden kucakladım sonra düğümler kendiliğinden çözüldü. 
Cyndi Lee’nin anlattığı California'daki Budist merkezinde çıkan yangındaki rahiplerin hikayesi gibi.  Hızla ilerleyen yangın için civar itfaiyeleri birlik olmuş , söndürme çalışmaları sürüyor, önlem olarak bölgenin boşaltılmasını istiyorlar. Yaşamlarını merkezde sürdüren rahiplerden beşi kalıyor.. Cyndi demişti ki 'yangınla buluştular' ('they met the fire' ) yangın ile buluşup onunla bir oldular.. Sonra ne mi oluyor? Yangın söndürülüyor… İtfaiyecilik açısından bir mucize…Yangın ile bir olup , onu dindirmek… Yangını, yenmek gereken bir düşman olarak değil, rehberlik edilecek bir arkadaş olarak karşılamak…

Nefes adaptasyonlu yoga uygulaması bana beş rahibi hatırlatıyor. Banu nefesi tut ama uzamaya devam et diyor, sesi kulaklarımda. Ben tuttuğum nefes süresince nefesi alacağım anı beklemeden, ona rehberlik ediyorum içimdeki alanda. Nefesi tutuyorum bir akşam, bi’ bakıyorum üst sırtta gizli bir fermuar var sanki, çıt diye bir dişini açığa bırakıyor ve iki omurun arası açılıveriyor. İçimdeki alanın sınırı yok, her gün bir yere dokunuyor. İstemediğime, zorluklara rehberlik ettikçe, bir bakmışım o sıkışıklık içimde erimiş. Yol ver, izin ver, aksın.. Aynı yaratıcılığımın akması gibi, aynı ofiste işlerin tıkırında gitmesi gibi..

Namaste

1) Bana el verenler, solda İris ve sağda Nihan, mekan Cihangir Yoga
2) Beş rahibin hikayesini merak edenlere http://www.amazon.com/Fire-Monks-Mind-Meets-Wildfire/dp/0143121375

9 Kasım 2012 Cuma

Mattan Dönünce Sağda Bekliyorum


Uzun zaman oldu şu sayfayı açamadım..
1 Ağustos günü iş çıkışı yeni evimin kira kontratını imzaladım ve o sırada gezegenler nasıl bir harekete girdilerse hayatım yeni bir şekil aldı..  4 seneden fazla süredir hayatımın büyük parçası olan enerji sektörü kontrolü eline geçirdi .. Elimde değil, ekmek parası… Şimdilik ona ödünç veriyorum zamanımı... Zor ve yoğun günler geçiyor, bilmediğim konuları çözüyorum, daha önce yüzmediğim sularda yüzüyorum, bazen karnıma sancılar giriyor, arada bir kurdeşen döküyorum.. Sonra bir nefes alıyorum ve buna de ‘Evet’ diyorum..
Yoga asana uygulamamı 5 senedir bu kadar aksatmamıştım, zaman bulamıyorum.. Sonra bahaneler dünyasını bırakınca, gün içinde her hissim kendi yogam oluveriyor. Ben farkındalığı elden bırakmazsam, yoga her yere yayılıyor, uzun süredir uyguladığım pozlarda keşfetmeyi ve izlemeyi öğrendiğim hislerim tüm gün benimle…
Bir e mail alıyorum, projenin süresini etkileyecek olan malzemeleri geç sipariş etmişim, başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor, ayaklarıma kadar inen suyun sıcaklığını size çizebilirim, o anda paralize oluyorum. İzlemeye devam!  Paralelde yapılması gereken başka işler var onları yapacak kafam gitmiş, konuyu kişiselleştirdiğimi fark ediyorum, beceriksiz hissediyorum, bunu hissetmeye vaktim yok diğer işleri yapmam lazım, panik oluyorum. Paniğimi izliyorum.  Sonra bir arkadaşım arıyor, nasılsın diyor, konuşacak vaktim yok, bir an önce kapatmanın yoluna bakıyorum, bazen söylediklerinin yarısını duymuyorum. İzlemeye devam!
Öyle bir şey ki andan koptuğum her anın farkındalığının peşindeyim, nefesten uzaklaştığım her anı izlemenin peşindeyim.. Elimde olmadan içinde bulunduğum zorluklara kızıyor, bir piyango çıksa muhabbetine giriyorum dostlarla, sonra bir gün i padimi alıyorum elime.. Rumi Quotes diye bir uygulama indirmiştim, günün Mevlana özlü sözünü okuyorum ve düğüm çözülüyor bir kez daha.. o hiç çözgüsü bitmeyecek düğüm..

‘Let the beauty of what you love be what you do’

Bu akşam eve girince mat beni çağırdı, çok keyifli bir uygulama yaptım… Bu yazı da ordan geldi galiba, matın çağırdığı andan..

Matın dışından selam olsun…

Namaste

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Sevmek Güçtür

Sevmek zayıflık, zayıflık incinmek, incinmek yaşam, yaşam güçtür.


Tüm dinler aynı noktada buluşuyor, teslimiyet diyor, bırak ve gitsin, o zaman yürekten kabullenme ve derinden bir ferahlık geliyor diyor.. Bu Allah sevgisinin mistik tanımlarından biri, Tanrı sevgisi, İnsan sevgisi, Doğa sevgisi, Yaşam sevgisi, Aşk.. istediğin şekilde adlandır.. Belki dil denen iletişim aracı gelişmezden evvel daha anlaşılırdı bu sevginin özü..
 İnsanoğlunun anlama çabasına küçük bir reveranstır  tanımlar..

Velhasıl kelam, insanlarız dünya içinde, dünya evren içinde, evren kaçmış karadeliğe, yani her şey bir varoluş, varoluş bir hareket, hareket bir titreşim, titreşim bir enerji, enerji etrafımızı sarmalayan her şey , aramızdaki bağ, ifadeleri, ölçerleri aşan..

Enerji bir duygu, duygu bazen sevmek, sevmek zayıflık, zayıflık incinmek, incinmek bir titreşim,  o titreşim bir yırtık kalbin ucunda, o yırtık ılık bir sızı.. Fark et, hayattasın. Hayattasın ve sızlıyor için, işte bu güç..O yüzden sevmek güçtür, Zayıflık güçtür, incinmek güçtür, hayattayız ve bu gücün ta kendisi..

Bir de pozlar var, yogadaki pozlar, oradaki zayıflıklar,  bacakların titremesi, kalçaların ağlaması.. Ağaç pozunda ayak bileğinin titremesi , kalçanın sağa sola sallanması ve tekrar yerini bulması yaşamdır. Yaşam, titreşimin içinden geçerek yol almaktır bir sonraki safhaya..Ayak bileğinin titremesi de ağaç pozuna dahil, nefes verirken ayak tabanından yeri itmek,  nefes alırken kollar ile gökyüzüne uzamak, hepsi dahil... Poz  histir. His, rüzgarda salınan yaprakların; dökülen savrulan , yağmur ile güçlenen yeşili derinleşen yaprakların hepsi. .. Poz, o salınıma  davet.. Salınım her şey ile olan bağımız an be an değişen, bütüne giden, bütünden kendi içine dönen.. Çünkü

‘‘Bu davet bizim
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine’’

Namaste

İncinmenin güç olduğunu anlatan güzel bir sunum için,
Buyurun buradan yakın..

http://www.ted.com/talks/brene_brown_on_vulnerability.html

28 Haziran 2012 Perşembe

66. SONNET

Tired with all these , for restful death I cry,
As, to behold desert a beggar born,
And needy nothing trimm'd in jollity,
And purest faith unhappily forsworn,
And guilded honour shamefully misplaced,
And maiden virtue rudely strumpeted,
And right perfection wrongfully disgraced,
And strength by limping sway disabled,
And art made tongue-tied by authority,
And folly doctor-like controlling skill,
And simple truth miscall'd simplicity,
And captive good attending captain ill:
Tired with all these, from these would I be gone,
Save that, to die, I leave my love alone.


William Shakespeare

27 Haziran 2012 Çarşamba

66. SONE

Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, 
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. 
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, 
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, 
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, 
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, 
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, 
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, 
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, 
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, 
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, 
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e  
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, 
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama. 
      
William SHAKESPEARE

Çeviri : Can YÜCEL

1 Haziran 2012 Cuma

Yollara Düşmek

Günaydın canım

Günaydın

bu sabah uyandım , sensiz
ılık suyla yüzümü yıkadım uyanmaktan korkarcasına, sensiz
kirpiklerimi boyadım, banyoda aynada yanımda yansıman yok

canım
başladı sensizliğim
bu da bir tad
ekşi ayva kurusu gibi

biliyorum,
aynı sana alıştığım gibi
buna da alışacağım,
sensiz


dün akşam eve yeni arkadaşlarım geldi
onlarla güldük biraz, sensiz
sonra uğurladım onları kapıdan,
geriye ben kaldım
sensiz

 …………………………………..

uzaktan bakmak iyi olacak
görmek bana da iyi gelecek

tüm bağlarımızın bizi nereden bağladığını görürken
fark ederken sınırlamalarımızı, sınırlandırılmamızı
biz bize aynısını inceden yaparken

nasıl iyi gelecek bu yollar

…………………………………..

her sevgili yollara düşsün

sevgilisi onu yollara düşürüyorsa
O duysun diğerini,
asfaltların sıcak kokusunda

o zaman içine baksın kişi
sevmek bir kişiyle değil
bir evrenle evlenmek

bir eve hapsolmadan
hep kendini yenilemek

işte bu yüzden
yollara düşmeli


tam o yola düşmüşken
-sevmek yoluna-