5 Aralık 2011 Pazartesi

Svagito Efekt

4 Aralık Pazar akşamı 'Zen Terapi' den çıkışımız çook uzun sürdü,  çember şeklinde elele tutuştuğumuz zaman kimse bırakıp gidemediğinden, bu eğitimi bitiremediğinden, Svagito son dansımız için Djliğe devam etti. Elif’in deyişiyle ‘çok cheesy’ müziklerle dans ettik,  ‘Svagito'yla son dans’  ‘Paris’te son tango’ kadar vahşiydi.

‘‘Çünkü ayrıılmanın da vahşi bir tadı var, çünkü ayrılanlar hala sevgili’’  (Atilla İlhan)

Uzuun bir tatilden döndüm sanki, 2 Aralık Cuma akşamı başlayan ‘Zen Terapi’ serüveni, 4 Aralık Pazar akşamı saat altı buçuk gibi sona erdi.. Sadece bir haftasonu dönüp bakınca.. .

Ama hissediyorum ki çook uzun bir tatilden eve dönüyorum, daha önce hiç görmediğim şehirlere gittim, sokaklarında kilometrelerce yürüdüm, bir sürü yeni yüz gördüm, anılar biriktirdim.. Bambaşka bir dünyalar varmış..

Sadece üç gün..  Uzuun bir seyahatten eve dönüyorum, gördüklerim bir pencere açıverdi ve biliyorum o pencerenin arkasında gizli bir yenisi daha..

Şehirdeydim, uzaklaşmadım, çok uzun bir yoldan eve dönüyorum. Ev beni bir başka karşılıyor bu akşam. Bu  kadar uzağına düşmediğimden önceden,  bu kadar da içine içine girmemişim evdeki odaların, mutfaktaki tozlu rafların.

Atilla İlhan ile başlamışken devam edelim..
Başka diyarlara gitmek ya da kendi içinde bir yolculuk..
Hepsi,  O olmayan sevgiliye, yani sevginin eksikliğine bir çiçektir hediye.

dinle böceğim,
uzun bir seyahate çıkacağım, hareketimden
evvel bazı şeyleri söylemek arzusundayım.
Yokluğum fazla uzayabilir, zaman zaman,
dediklerimi dinleyerek saptarsın ki: hayatta
kimse kimseyi anlayamaz, kimse kimsenin yerini
tutamaz; aşk dediğimiz, ya vahim bir yanlış
anlaşılmadır, ya kötü bir hayal kurma tarzı:
iki kişinin ikisi de, öbürünün yerine hayal
kurmaya kalkıştığından, sukut-u hayaller eksik
olmaz! Sen dediğime kulak ver, kendimizden
başkasını sevemiyoruz; sevdiğimiz,
şahsiyetimizin dışlaştırılmış, bir başkasının
üzerinde somutlaştırılmış hayali; o başkası da
kendisini üçüncü bir şahıs üzerinde
dışlaştırır, somutlaştırır: arada ahenk
kurulamaz, nasıl kurulsun, sevdiğimizle
sandığımız farklı! Muvaffak bir çift,
yalnızlığa tahammülü yüksek iki insan manasını
taşır: çift demek, yanyana iki yalnızlık
demek, beraber bile olamamış, kesişmesi bile
zor! Onun için böyle bir hayatı, içine girip
kurbanı olmadan yaşayacaksın, yani uzaktan.
Uzaktaki, soyut, hemen hemen yok bir şahsı
sevmekten güzelini tasavvur edemiyorum.
Yakında olmayan sevgili tahayyülde yaşatılır,
hayalde yaşamak az evvel açıkladığım kaideye
uygun olarak, onu kendine benzetmektir;
yanında bulunmayacağından, o buna ne itiraz
edebilir, ne müdehale: sevdiğini hayalinde
değiştirdikçe, kendine benzettikçe daha çok
seversin, böylece denge korunmuş olur. Sevmek!
Sevmek esasında alıp başını gitmektir,
sevgiliden uzaklaşan mutlak aşka yaklaşır,
sevdiğini gönlünde kendi bildiğince yeniden
yaratarak. . .

Atilla İlhan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder